“Doğal Doğum” Efsaneleri
Gebe kadınlar değişik konularda endişe duyarlar: Acaba bebeğim sağlıklı mı? , Acaba doğru besleniyor muyum? Bebeğime zarar verebilecek şeylerden yeterince sakınabiliyor muyum?
Ayrıca gebe kadınların kafasında, doğru doğum şekli ile ilgili endişeler de vardır.
Gebeler bu endişeden kurtulmalıdırlar, çünkü “doğru “ diye bir şey yoktur. Toplumsal olarak yaygın kabul görse de ,”doğal doğum” (natural childbirth) yani doğum sürecine hiç bir tıbbi müdahalenin yapılmaması fikri sağlam temeller üzerine oturmamaktadır. “Doğal Doğum” hareketi, Grantly Dick-Read isimli İngiliz doktorun (kendisi 1930-1950 arasında doğum doktorluğu yapmıştır) , yazdığı Natural Childbirth (Doğal Doğum) ve Childbirth Without Fear (Korkusuz Doğum) kitaplarından ilham almıştır. Dick-Read beyaz kadınları, çocuk sayısını kısıtladıkları için bir çeşit “soy intiharı” (race suicide) yapmakla suçlamıştır. Ona göre bunun nedeni “doğum ağrısı korkusu” dur. Ona göre ağrıya neden olan şey kadınların kafasındaki ağrı korkusudur.
Günümüzde çok şükür ki, Dick-Read in kafasında yarattığı bu hayal dünyasından kurtulmuş bulunuyoruz. “Doğal Doğum” ile ilgili mitler ve doğruları aşağıdadır.
Mit 1:Doğum tehlikesiz bir olaydır
Doğum geçmişten günümüze; her zaman, her yerde ve her kültürde genç kadınların başta gelen ölüm nedenlerinden olmuştur. Bebekler açısından ise doğdukları gün, 18 yıl sürecek çocukluk döneminin en tehlikeli günüdür.
Mit 2:Doğum aslında ağrılı bir süreç değildir
“Doğal doğum” taraftarları doğum ağrılarının diğer ağrılardan farklı olduğunu (“iyi ağrı”) iddia ederler. Bu doğru değildir, doğum ağrısı da aynı diğer ağrılı uyaranlarda olduğu gibi aynı nöronlarca (sinir hücreleri) algılanır, omurilik boyunca iletilir ve diğer ağrıların hissedildiği şekilde algılanır.
Mit 3:Epidural anestezi gereksiz ve tehlikelidir
“Doğal doğum” taraftarları, doğum ağrılarının doğal olarak kontrol edilebileceğini, edilemiyorsa da katlanılması gerektiğini savunurlar. Natüralist düşünenler, bir şey doğada nasıl oluyorsa, her zaman öyle olması gerektiğini savunurlar. Hâlbuki günlük hayatta insanlar pek çok değişik ağrıya maruz kaldıklarında, bu ağrıyı kesmek veya nedenini tedavi etmek için hiç tereddüt etmeyiz. Dolayısı ile doğum ağrısı bir istisna oluşturmamalı, ağrıyı kesmek için gereken yapılmalıdır.
Epidural anestezinin anne ve bebek için tehlikeli olanlara söylenecek söz ise bunun doğru olmadığı, epidural anesteziye bağlı ölüm riskinin yıldırım çarpmasına bağlı ölüm riskinden daha az olduğu söylenmelidir.
Mit 4: Müdahaleler kötüdür
Doğum doğası gereği tehlikeli bir süreçtir, dolayısı ile müdahaleler aslında koruyucu hekimlik anlamına gelmektedir. Komplikasyonlar sıktır ve sıklıkla da önlenebilirler. BU yüzden gebe kadın mutlaka monitörize edilmeli ve olası komplikasyonlar gecikme olmadan erken dönemde tedavi edilmelidir.
Mit 5: Sezaryen hemen daima gereksizdir.
Aksine, sezaryen çoğu kez ölümcül sonuçları engellemek için gerekli bir yoldur. Sezaryen oranının %10 dan düşük olduğu ülkelerde ölüm oranları ciddi yüksektir.2007 yılında Paediatric and Perinatal Epidemiology dergisinde yayınlanan bir çalışmada; sezaryen oranının %11.4 olduğu Mısır’da erken neonatal mortalite (doğumdan sonraki ilk 7 gün içindeki bebek ölüm oranı) 16/10 000 ve anne ölümü 84/10 000 olarak bildirilmiştir. Buna karşılık aynı dönemde sezaryen oranı %24 olan Amerika Birleşik Devletlerinde , erken neonatal mortalite 4/10 000 ve anne ölümü 17/10 000 olarak rapor edilmiştir.
2009 yılında Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) ,destekleyici hiç bir bilimsel kanıt bulunmadığı gerekçesi ile ,ideal sezaryen oranının %10-15 olması gerektiği yönündeki önerisini geri çekmiştir.
“Doğal doğum” hareketi vajinal doğumun (yanlış olarak “normal doğum” diye tanımlanan) üstün olduğuna inanmamızı beklemektedir. Halbuki canlı ve sağlıklı bir bebek ve sağlıklı bir anne ile sonuçlanan doğum üstündür ve önemli bir yüzdedeki kadın için de bu sezaryen demektir.
yazının orjinaline ulaşmak için tıklayınız http://ideas.time.com/2011/10/12/the-myths-of-natural-childbirth/#ixzz1akEe2pqQ
Not: yukarıdaki yazı tercüme olup.İçeriğine katıldığım veya katılmadığım anlamı taşımaz
Telefon: (542)-216 32 32
Elektronik posta: [email protected]
Elektronik posta: [email protected]