DOĞUM ve EVRELERİ
Doğumun başladığının işaretleri nelerdir?
Beklenen doğum tarihi yaklaştıkça, gebeler ve özellikle de ilk kez doğum yapacakların endişeleri yoğunlaşmakta ve doğumun başladığını nasıl anlarım diye sormaya başlamaktadırlar. Doğum eylemi (travay) aniden başlayan bir olay değildir. Öncesinde bir hazırlık süreci vardır. İlk hissedilen şeylerden biri bebeğin leğen kemiğinin içine doğru yer değiştirmesidir. Bu durumda karnınızın bir miktar küçüldüğünü, soluk alıp vermenin daha rahat bir hale geldiğini hissedebilirsiniz. Bu dönemde doktorunuz eğer jinekolojik muayene yapar ise, rahim ağzınızın doğuma hazırlanacak şekilde değişime uğradığını söyleyebilir. Yine bu dönemde vajinal akıntıların iyice arttığını fark edebilirsiniz. Vajinal akıntılar bazen öyle fazla gelebilir ki, su kesesi mi açıldı? Endişesi oluşabilir. Yine doğumun yaklaştığı dönemde, gebe kadınlarda bir enerji artışı gözlenir; yemek yapma, evi silip süpürme gibi aktiviteleri artar (bu duruma İngilizcede “nesting”, yuva yapma denilmektedir)
Bazı işaretler doğumun çok kısa sürede başlayacağının işareti olabilir. Böyle bir durumda beklenen doğum tarihine daha zaman olsa bile doktorunuzu aramalısınız.
Yalancı doğum
Pek çok gebe, özelliklede ilk kez gebelik yaşayanlar zaman zaman doğumun başladığı inancı ile doktora veya hastaneye gidip, yapılan muayene sonunda daha doğumun başlamadığı söylenip eve yollanmaktadır. Bu durumda söz konusu olan rahmin doğuma hazırlık anlamını taşıyan kasılmalarını (Braxton Hicks kasılmaları) hissetmeleridir. Bu ağrılar bazen hakikaten can yakıcı olabilmektedir. Ağrıların gerçek doğum ağrısı olup olmadığını anlamak için yapmanız gereken kasılmaların başlangıç ve bitiş sürelerini kaydetmektir. Gerçek doğum ağrıları düzenli gelir, giderek şiddetleri artar. Yalancı ağrılar düzensizdir ve zaman içinde hafifleyip kaybolurlar. Bazı kadınlar yalancı doğum ağrılarının aktivite değiştirerek (örneğin yürüyerek veya uzanarak ) kaybolduğunu gözlerler. Fakat doğumun başladığından şüphelendiğiniz her durumda doktorunuzu bilgilendirmeniz yerinde olacaktır.
DOĞUMUN EVRELERİ
Doğum eylemi (travay) üç evreden oluşur. Düzenli kasılmaların başlaması ile birlikte rahim ağzı (serviks) incelmeye (silinme) ve açılmaya (Dilatasyon) başlar. Doğum eyleminin ne kadar süreceği ve nasıl bir seyir izleyeceği kadından kadına değişiklik gösterir fakat her evrede gelişen olaylar her kadında aynıdır.
Birinci evre:
Doğum ağrılarının başlaması ile başlayan bu evre rahim ağzının tam açıklığa (10 cm) ulaşması ile sona erer. Doğumun en uzun evresidir ve 12-19 saat sürebilir. Çoğu kadın bu dönemin başlangıç kısmını evinde geçirir. İstirahat edebilir, televizyon seyredebilir ve hatta yürüyüşe çıkabilirsiniz. Bu dönemde bir şey yeme ve içmenizde sakınca yoktur. Çünkü ilerleyen dönemlerde enerjiye ihtiyacınız olacaktır. Bazı doktorlar, doğumun sezaryen ile gerçekleşmesi ihtimalini düşünerek, takip ettikleri gebelerin bu dönemde bir şey yememelerini tercih ederler. Bu konuyu doktorunuza danışmanız yerinde olacaktır. Doğum ağrılarınız başladığında doktorunuzu bilgilendirmeniz doğru olacaktır. Doktorunuz ne zaman hastaneye gitmeniz gerektiğini size söyleyecektir.
Hastaneye yattıktan sonra sizi takip eden ebe veya doktor belli aralıklarla karnınızdan ve vajinal yolla yapacağı muayenelerle; rahim ağzının açılmasını, bebeğin doğum kanalında ilerleyişini takip edecektir.
Birinci evrenin sonuna yaklaşıldığında kasılmalar daha şiddetli ve uzun süreli olmaya başlayacaktır. Kasılmalar sırasında rahat ettiğiniz bir pozisyonu alınız ve kasılmalar arasında enerjinizi toplamaya çalışınız. Bu arada destek için etrafınızda olan kişiler sırtınızı ovabilir, ufak yudumlar halinde su veya meyve suyu verebilirler.
Yavaş ilerleyen doğum eylemlerinde ilaç verilerek doğum hızlandırılmaya çalışılabilir, pek çok doktor eğer o ana kadar kendiliğinden açılmamış ise su kesesini suni olarak açarak, doğum eylemini hızlandırmayı denemektedir.
Doğumun bu döneminde karnınıza bağlanan elektronik problarla kasılmalarınız ve bebeğin kalp atımları gözlenebilir; işler yolunda gitmediğinde müdahale edilir.
Birinci evrenin en zor kısmı geçiş dönemi denilen birinci evreden ikinci evreye geçiş kısmıdır. Kasılmalar çok kuvvetlidir ve kasılmalar arasındaki dinlenme süresi iyice kısalmıştır. Rahim ağzı tamamen açılmak üzeredir (10 cm) ;bulantı, kusma ve titremeler oluşabilir.
İkinci evre
Bu evrede bebek rahimden dışarı itilerek doğması sağlanır.20 dakika ile 2 saat arasında bir süre tutar. Bu dönemde ağrılarla birlikte ıkınarak bebeğin doğum kanalında dışarı doğru itilmesine yardımcı olmanız gerekecektir. Kasılmaların arasındaki dönemde dinlenerek gücünüzü toplamanız gerekecektir. Ikınma süreci zorlu bir dönemdir, yakınızda bulunacak bilinçli bir yardımcı sizi yönlendirerek bu işlemi başarılı bir şekilde yapmanızı kolaylaştıracaktır. Bir kadın değişik pozisyonlarda doğum yapabilir; çömelerek, oturarak, sırtüstü yatarak, emekler pozisyonda. İkinci evreyi dik bir pozisyonda örneğin çömelerek geçirmek ikinci evreyi süre olarak kısalttığı gibi, doğum kanalındaki dokuların daha az zedelenmesine neden olmaktadır. Ayrıca bu pozisyonda ıkınmak daha kolay olmaktadır. Her durumda gebe nasıl rahat ediyor ise o şekilde doğum eylemine devamına izin verilmelidir.
Bebeğin başı belli ölçüde dışarı çıktığında (taçlanma) doktorunuz ıkınmalarınızı vereceği komutlarla kontrol edip bebeğin doğumunu gerçekleştirecektir. Bu esnada doğumu hızlandırmak, doğum kanalının fazla zarar görmemesini sağlamak için epizyotomi denilen kesi yapılabilir. Yine bu dönemde bebeğin sıkıntıda olması veya annenin kontrolünü kaybetmesi durumunda forseps veya vakum gibi uygulamalar ile bebeğin doğmasına aktif olarak yardım edilebilir.
Üçüncü evre
Doğumun en kısa evresidir ve 5-30 dakika sürer. Bebeğin plasentası (eş) bu evrede doğar. Bu evrede üşüme hissi ve titremeler oluşabilir. Plasenta çıktıktan sonra, eğer epizyotomi kesisi yapılmış ise, doktorunuz bunu onaracaktır. Daha sonra istirahata çekilebilir, bebeğinizle ilgilenebilirsiniz
Beklenen doğum tarihi yaklaştıkça, gebeler ve özellikle de ilk kez doğum yapacakların endişeleri yoğunlaşmakta ve doğumun başladığını nasıl anlarım diye sormaya başlamaktadırlar. Doğum eylemi (travay) aniden başlayan bir olay değildir. Öncesinde bir hazırlık süreci vardır. İlk hissedilen şeylerden biri bebeğin leğen kemiğinin içine doğru yer değiştirmesidir. Bu durumda karnınızın bir miktar küçüldüğünü, soluk alıp vermenin daha rahat bir hale geldiğini hissedebilirsiniz. Bu dönemde doktorunuz eğer jinekolojik muayene yapar ise, rahim ağzınızın doğuma hazırlanacak şekilde değişime uğradığını söyleyebilir. Yine bu dönemde vajinal akıntıların iyice arttığını fark edebilirsiniz. Vajinal akıntılar bazen öyle fazla gelebilir ki, su kesesi mi açıldı? Endişesi oluşabilir. Yine doğumun yaklaştığı dönemde, gebe kadınlarda bir enerji artışı gözlenir; yemek yapma, evi silip süpürme gibi aktiviteleri artar (bu duruma İngilizcede “nesting”, yuva yapma denilmektedir)
Bazı işaretler doğumun çok kısa sürede başlayacağının işareti olabilir. Böyle bir durumda beklenen doğum tarihine daha zaman olsa bile doktorunuzu aramalısınız.
- Rahminizde giderek daha sık ve kuvvetli gelen kasılmaların (kontraksiyon) başlaması.
- Belinizde geçmeyen ağrı ve kramplar olması
- Su kesesinin açılması (damlama şeklinde olabileceği gibi, aniden çok bol su gelmesi şeklinde de olabilir)
- Kanlı, sümüksü kırmızı-kahverengi bir akıntının olması. Bu genellikle rahim ağzının açılmaya başladığı ve rahim ağzındaki tıkacın atıldığı anlamına gelir. Doğum hemen başlayabileceği gibi bir kaç gün zaman da alabilir.
Yalancı doğum
Pek çok gebe, özelliklede ilk kez gebelik yaşayanlar zaman zaman doğumun başladığı inancı ile doktora veya hastaneye gidip, yapılan muayene sonunda daha doğumun başlamadığı söylenip eve yollanmaktadır. Bu durumda söz konusu olan rahmin doğuma hazırlık anlamını taşıyan kasılmalarını (Braxton Hicks kasılmaları) hissetmeleridir. Bu ağrılar bazen hakikaten can yakıcı olabilmektedir. Ağrıların gerçek doğum ağrısı olup olmadığını anlamak için yapmanız gereken kasılmaların başlangıç ve bitiş sürelerini kaydetmektir. Gerçek doğum ağrıları düzenli gelir, giderek şiddetleri artar. Yalancı ağrılar düzensizdir ve zaman içinde hafifleyip kaybolurlar. Bazı kadınlar yalancı doğum ağrılarının aktivite değiştirerek (örneğin yürüyerek veya uzanarak ) kaybolduğunu gözlerler. Fakat doğumun başladığından şüphelendiğiniz her durumda doktorunuzu bilgilendirmeniz yerinde olacaktır.
DOĞUMUN EVRELERİ
Doğum eylemi (travay) üç evreden oluşur. Düzenli kasılmaların başlaması ile birlikte rahim ağzı (serviks) incelmeye (silinme) ve açılmaya (Dilatasyon) başlar. Doğum eyleminin ne kadar süreceği ve nasıl bir seyir izleyeceği kadından kadına değişiklik gösterir fakat her evrede gelişen olaylar her kadında aynıdır.
Birinci evre:
Doğum ağrılarının başlaması ile başlayan bu evre rahim ağzının tam açıklığa (10 cm) ulaşması ile sona erer. Doğumun en uzun evresidir ve 12-19 saat sürebilir. Çoğu kadın bu dönemin başlangıç kısmını evinde geçirir. İstirahat edebilir, televizyon seyredebilir ve hatta yürüyüşe çıkabilirsiniz. Bu dönemde bir şey yeme ve içmenizde sakınca yoktur. Çünkü ilerleyen dönemlerde enerjiye ihtiyacınız olacaktır. Bazı doktorlar, doğumun sezaryen ile gerçekleşmesi ihtimalini düşünerek, takip ettikleri gebelerin bu dönemde bir şey yememelerini tercih ederler. Bu konuyu doktorunuza danışmanız yerinde olacaktır. Doğum ağrılarınız başladığında doktorunuzu bilgilendirmeniz doğru olacaktır. Doktorunuz ne zaman hastaneye gitmeniz gerektiğini size söyleyecektir.
Hastaneye yattıktan sonra sizi takip eden ebe veya doktor belli aralıklarla karnınızdan ve vajinal yolla yapacağı muayenelerle; rahim ağzının açılmasını, bebeğin doğum kanalında ilerleyişini takip edecektir.
Birinci evrenin sonuna yaklaşıldığında kasılmalar daha şiddetli ve uzun süreli olmaya başlayacaktır. Kasılmalar sırasında rahat ettiğiniz bir pozisyonu alınız ve kasılmalar arasında enerjinizi toplamaya çalışınız. Bu arada destek için etrafınızda olan kişiler sırtınızı ovabilir, ufak yudumlar halinde su veya meyve suyu verebilirler.
Yavaş ilerleyen doğum eylemlerinde ilaç verilerek doğum hızlandırılmaya çalışılabilir, pek çok doktor eğer o ana kadar kendiliğinden açılmamış ise su kesesini suni olarak açarak, doğum eylemini hızlandırmayı denemektedir.
Doğumun bu döneminde karnınıza bağlanan elektronik problarla kasılmalarınız ve bebeğin kalp atımları gözlenebilir; işler yolunda gitmediğinde müdahale edilir.
Birinci evrenin en zor kısmı geçiş dönemi denilen birinci evreden ikinci evreye geçiş kısmıdır. Kasılmalar çok kuvvetlidir ve kasılmalar arasındaki dinlenme süresi iyice kısalmıştır. Rahim ağzı tamamen açılmak üzeredir (10 cm) ;bulantı, kusma ve titremeler oluşabilir.
İkinci evre
Bu evrede bebek rahimden dışarı itilerek doğması sağlanır.20 dakika ile 2 saat arasında bir süre tutar. Bu dönemde ağrılarla birlikte ıkınarak bebeğin doğum kanalında dışarı doğru itilmesine yardımcı olmanız gerekecektir. Kasılmaların arasındaki dönemde dinlenerek gücünüzü toplamanız gerekecektir. Ikınma süreci zorlu bir dönemdir, yakınızda bulunacak bilinçli bir yardımcı sizi yönlendirerek bu işlemi başarılı bir şekilde yapmanızı kolaylaştıracaktır. Bir kadın değişik pozisyonlarda doğum yapabilir; çömelerek, oturarak, sırtüstü yatarak, emekler pozisyonda. İkinci evreyi dik bir pozisyonda örneğin çömelerek geçirmek ikinci evreyi süre olarak kısalttığı gibi, doğum kanalındaki dokuların daha az zedelenmesine neden olmaktadır. Ayrıca bu pozisyonda ıkınmak daha kolay olmaktadır. Her durumda gebe nasıl rahat ediyor ise o şekilde doğum eylemine devamına izin verilmelidir.
Bebeğin başı belli ölçüde dışarı çıktığında (taçlanma) doktorunuz ıkınmalarınızı vereceği komutlarla kontrol edip bebeğin doğumunu gerçekleştirecektir. Bu esnada doğumu hızlandırmak, doğum kanalının fazla zarar görmemesini sağlamak için epizyotomi denilen kesi yapılabilir. Yine bu dönemde bebeğin sıkıntıda olması veya annenin kontrolünü kaybetmesi durumunda forseps veya vakum gibi uygulamalar ile bebeğin doğmasına aktif olarak yardım edilebilir.
Üçüncü evre
Doğumun en kısa evresidir ve 5-30 dakika sürer. Bebeğin plasentası (eş) bu evrede doğar. Bu evrede üşüme hissi ve titremeler oluşabilir. Plasenta çıktıktan sonra, eğer epizyotomi kesisi yapılmış ise, doktorunuz bunu onaracaktır. Daha sonra istirahata çekilebilir, bebeğinizle ilgilenebilirsiniz
Yukarıdaki animasyonda doğum eyleminin evrelerini izleyebilirsiniz
rahim ağzındaki tıkacın atılması
suların gelmesi
rahim ağzının açılması
bebeğin doğuşu
plasentanın çıkışı
rahim ağzındaki tıkacın atılması
suların gelmesi
rahim ağzının açılması
bebeğin doğuşu
plasentanın çıkışı
Op.Dr.Hüseyin ŞENYURT
Tunus Caddesi 50A/7 ANKARA
Tel:(312)4317171
GSM:(542)216 32 32
Elektronik posta: [email protected]
Tunus Caddesi 50A/7 ANKARA
Tel:(312)4317171
GSM:(542)216 32 32
Elektronik posta: [email protected]