RAHİM AĞZINDA YARA (Servikal erezyon, ektropion)
Kadın hastalıkları muayenesine gidenlerin sıkça duyduğu teşhislerden biri “rahim ağzında yara” olduğudur. Bu teşhis hastalarda bir kafa karışıklığı ve zaman zaman da panik havası yaratmaktadır. Aslında tıbbi olarak kullanılan böyle bir tanım bulunmamaktadır, fakat doktorlar hastalarına bazı bulguları aktarır iken bu tanımlamayı kullanmaktadır.
“rahim ağzında yara” . “servikal erezyon” gibi tanımların tıbbi karşılığı “servikal ektropiondur”. Normalde çok katlı yassı bir epitel dokusu ile kaplı olması gereken rahim ağzı (serviks) bakıldığında uçuk pembe renkli ve parlak bir görünümdedir. Rahim ağzında yara var denildiğinde genelde kastedilen : normalde rahmin içini ve rahim boynunun içini kaplayan tek katlı epitel dokusunun rahim ağzından dışarı çıkıp, rahim ağzının bir kısmını kapladığıdır. Yani orada gerçek anlamda bir yara veya doku kaybı (erezyon) söz konusu değildir. Tek katlı epitel dokusu, çok katlı epitel ( normalde bu bölgede olması gereken) dokusundan farklı olarak salgı yapma özelliğine sahiptir ve dış etkilere karşı daha az dayanıklıdır. Böyle bir dokunun varlığı kendini genellikle artmış vajinal akıntılar ile belli eder, bazen de cinsel ilişki sonrası leke şeklinde kanamalar görülür ( bu dokunun dış etkilere dayanıksız olması nedeni ile). Zaman zamanda alınan mikroorganizmaların yaptığı enfeksiyon sonucu “servisit” olarak tanımlanan rahim ağzının iltihapları oluşabilir. |
|
Rahim ağzı yaraları (ektropion) genellikle hormonal dalgalanmaların çok olduğu bazı dönemlerde , örneğin: adolesan dönemi ve doğum sonrası dönemlerde sıkça görülmektedir. Doğum kontrol hapı kullananlarda da diğer kadınlardan daha sık görülmektedir.
Kadın doğum hekimleri, genelde rahim ağzı yaralarını gördükleri zaman tedavi etmek isterler. Bunun nedeni: söz konusu bölgenin dış etkenlere daha az dayanıklı olması yüzünden bir takım kötü hastalıklara zemin hazırlıyabileceği endişesi, bu bölgenin enfeksiyon hastalıklarına daha açık olduğunun düşünülmesi ve erezyone bölgenin neden olduğu akıntıyı kesme arzusudur.
Tedavi amacı ile kullanılan metodların temeli: o bölgedeki tek katlı silindirik epitel hücrelerinin tahrip edilmesi ve alttan gelen çok katlı yassı epitel dokusunun bölgeyi kaplaması esasına dayanır. Bu amaçla en sık kullanılan metodlar elektro koterizasyon ( elektrik kullanılarak dokunun tahribi) ve kriyo ( dokuyu dondurarak tahrip) uygulamalarıdır. İki metodun da temelde yaptığı oradaki hücreleri öldürmektir. Bu iki metot dışında bir de LEEP denilen bir uygulama ile hastalıklı doku kesilerek çıkarılabilir.
Tedavi edici herhangibir işlem yapılmazdan önce doktorunuzun mutlaka “smear” testi yaparak rahim ağzında şüpheli bir hastalık (rahim ağzı kanseri gibi) olmadığını tespit etmesi ve daha sonrada tahrip edici uygulamalar olan koter veya kriyo gibi işlemleri gerçekleştirmesi beklenir.
Koter veya kriyo işlemlerinden sonra vajinal akıntılarınız bir süreliğine artış gösterecektir ve hatta bu dönemde bir miktar vajinal kanamalarınız da olabilir. Daha sonra akıntılarınız giderek azalacaktır. Tam iyileşme iki ay kadar bir zaman alacaktır.
Op.Dr.Hüseyin ŞENYURT
Tunus Caddesi 50A/7 ANKARA
Tel: (312) 431 71 71
GSM: (542)-216 32 32
Elektronik posta: [email protected]
Tunus Caddesi 50A/7 ANKARA
Tel: (312) 431 71 71
GSM: (542)-216 32 32
Elektronik posta: [email protected]