SUDA DOĞUM
Bu yazıda Amerikan Kadın Doğum Derneği (ACOG) ve Amerikan Pediatri derneğinin Nisan 2014 te yayınladığı “Suda Doğum” ile ilgili görüşlerini açıklayan bildirinin başlangıç ve sonuç bölümlerinin tercümesini bulacaksınız. Yazının orjinalini sayfanın altındaki bağlantıdan bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Yazıya geçmeden şahsi fikrimi belirtmek isterim. Doğum ağrılarının çok şiddetli olmadığı başlangıç döneminde, ılık bir duş veya kısa süreli bir küvet banyosu (su kesesi açılmamış olmak kaydı ile) rahatlatıcı olabilmektedir. Fakat doğumun su içinde gerçekleştirilmesi insanın doğasına uygun değildir. Ayrıca doğumun kritik olan son aşamalarını, anne su içinde iken takip etmek pratik olarak ta çok mümkün değildir. Bu yüzden doğumun su içinde gerçekleştirilmesi fikrine sempatik bakamıyorum.
Aşağıda orijinal metnin giriş ve sonuç bölümlerinin tercümesini bulacaksınız.
ÖZET:
Su içinde doğum ağrılarının çekilmesi ( travay) ve hatta su içinde doğumun gerçekleştirilmesi dünyanın bazı bölgelerinde popülarite kazanmış ve faydalı bir alternatif olma iddiası ile sunulmaya başlanmıştır. Doğumun ilk evresinde su içinde olmak ağrıları azaltabilir ve anestetik ilaç ihtiyacını azaltabilir. Fakat bu durumun bebek açısından bir fayda sağladığına dair bir kanıt bulunmamaktadır. Doğumun ikinci evresinde, su içinde bulunmanın güvenliği ve faydası hakkında yeterli kanıt bulunmamaktadır. Sualtında doğumu gerçekleştirilen yeni doğanlarda rapor edilen nadir fakat ciddi komplikasyonlar göz önüne alındığında bu tarz doğum ancak klinik araştırma bağlamında ve gerekli hasta onayları alındıktan sonra denenmelidir. Doğumun ilk evresinde (yani rahim ağzının açıldığı dönemde) su içine girecek gebelerin seçiminde çok sıkı protokoller uygulanmalı; su içindeki anne ve bebeği çok ciddi bir şekilde uygun aralıklarla monitorize edilmelidir. Anne veya bebekte sıkıntı işaretleri çıkarsa derhal sudan çıkarılmalıdırlar.
Yazıya geçmeden şahsi fikrimi belirtmek isterim. Doğum ağrılarının çok şiddetli olmadığı başlangıç döneminde, ılık bir duş veya kısa süreli bir küvet banyosu (su kesesi açılmamış olmak kaydı ile) rahatlatıcı olabilmektedir. Fakat doğumun su içinde gerçekleştirilmesi insanın doğasına uygun değildir. Ayrıca doğumun kritik olan son aşamalarını, anne su içinde iken takip etmek pratik olarak ta çok mümkün değildir. Bu yüzden doğumun su içinde gerçekleştirilmesi fikrine sempatik bakamıyorum.
Aşağıda orijinal metnin giriş ve sonuç bölümlerinin tercümesini bulacaksınız.
ÖZET:
Su içinde doğum ağrılarının çekilmesi ( travay) ve hatta su içinde doğumun gerçekleştirilmesi dünyanın bazı bölgelerinde popülarite kazanmış ve faydalı bir alternatif olma iddiası ile sunulmaya başlanmıştır. Doğumun ilk evresinde su içinde olmak ağrıları azaltabilir ve anestetik ilaç ihtiyacını azaltabilir. Fakat bu durumun bebek açısından bir fayda sağladığına dair bir kanıt bulunmamaktadır. Doğumun ikinci evresinde, su içinde bulunmanın güvenliği ve faydası hakkında yeterli kanıt bulunmamaktadır. Sualtında doğumu gerçekleştirilen yeni doğanlarda rapor edilen nadir fakat ciddi komplikasyonlar göz önüne alındığında bu tarz doğum ancak klinik araştırma bağlamında ve gerekli hasta onayları alındıktan sonra denenmelidir. Doğumun ilk evresinde (yani rahim ağzının açıldığı dönemde) su içine girecek gebelerin seçiminde çok sıkı protokoller uygulanmalı; su içindeki anne ve bebeği çok ciddi bir şekilde uygun aralıklarla monitorize edilmelidir. Anne veya bebekte sıkıntı işaretleri çıkarsa derhal sudan çıkarılmalıdırlar.
Su Altında Doğumla ilgili Bildirilmiş Komplikasyonlar.
Su altında gerçekleştirilen doğumlarla ilgili olarak annede ve yeni doğanda oluşan komplikasyonlarla ilgili olarak yayınlanmış vaka raporları bulunmaktadır. Fakat sualtında doğum yapan toplam gebe sayısı tam olarak bilinmediğinden bu problemlerin gerçek oranı bilinmemektedir. Genelde dile getirilen endişeler anne ve yeni doğanda artmış enfeksiyonlar (özellikle su kesesinin açıldığı vakalarda), yeni doğanda sıcaklık kontrolü ile ilgili problemler, göbek kordonunda zedelenmeler, göbek kordonunun kopması ( bebek su altından yüzeye çıkarılmaya çalışırken) ve buna bağlı bebekte ciddi kan kaybı ve şok, havuz veya küvetteki suyun solumum yoluna kaçmasına bağlı gelişen solunum sıkıntısı, hiponatremi (kandaki sodyum seviyesinin düşmesi), havale geçirme ve perinatal asfiksi ( ciddi solunum sıkıntısı, havasız kalma).
Su altında doğumlarla ilgili olarak ;içinde doğum yapılan suyun bebeğin solunum yoluna kaçması üzerinde sıkça durulmuştur. Alerdice ve arkadaşları bu şekilde problem yaşayan yeni doğanlarla ilgili vaka sunumlarını özetlemişlerdir ve bu vakalar içinde boğulmalar ve boğulmaktan son anda kurtulanlar bulunmaktadır. Söz konusu doğumların bir kısmı evde bir kısmı ise hastane ortamında gerçekleşmiştir. Byard ve Zuccollo isimli yazarların daha sonraki bir raporunda su altında doğum yapan dört vakada ağır solunum sıkıntısı ve bunlardan birinin Pseudomonas aeruginosa mikrobunun yaptığı kan zehirlenmesi (sepsis) sonrası kaybını rapor etmişlerdir. Su altında doğum taraftarları koruyucu “dalma refleksi”nden bahsederek sualtında doğan bebeklerin su yüzeyine çıkana kadar nefes alma, yutma gibi davranışları göstermeyeceklerini söylemektedirler. Yapılan hayvan deneyleri ve mekonyum aspirasyonu ( bebeğin kakasının solunum yoluna kaçması) vakaları incelendiğinde; anne karnında sıkıntıya giren bebeklerde söz konusu “dalma refleksi”nin kaybolduğu ve bebeğin ortamdaki sıvıyı akciğerlerine çekebildiğini göstermiştir.
Özet olarak
Doğumun birinci evresinde su içinde olmak bazılarına cazip gelebilir. Su içinde olmak ağrıyı ve ağrı kesici ihtiyacını azaltabilir. Ayrıca toplam travay süresi kısalabilir. Fakat doğumun bu aşamasının su içinde geçirilmesinin bebek açısından olumlu etkileri olduğuna dair bir bulgu yoktur.
Travayın ikinci evresinde su içinde olmanın emniyet ve faydasına ait bir bulgu bulunmamaktadır. Bu yüzden doğumun ikinci evresi su içinde geçirilmemeli ve bu tip bir doğum ancak uygun donanımlı yerlerde hastanın gerekli onayları vermesinden sonra ve klinik araştırma bağlamında yapılmalıdır.
Suda doğum yaptırmayı planlayan sağlık tesisleri adayların seçimi;havuz ve küvetlerin bakımı ve sterilizasyonu,anne ve bebeğin monitörizasyonu ve sıkıntı gelişen anne veya bebeklerin sudan tahliyesi konusunda katı kurallar geliştirmelidirler.
Yazının orjinali için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız.
Su altında doğumlarla ilgili olarak ;içinde doğum yapılan suyun bebeğin solunum yoluna kaçması üzerinde sıkça durulmuştur. Alerdice ve arkadaşları bu şekilde problem yaşayan yeni doğanlarla ilgili vaka sunumlarını özetlemişlerdir ve bu vakalar içinde boğulmalar ve boğulmaktan son anda kurtulanlar bulunmaktadır. Söz konusu doğumların bir kısmı evde bir kısmı ise hastane ortamında gerçekleşmiştir. Byard ve Zuccollo isimli yazarların daha sonraki bir raporunda su altında doğum yapan dört vakada ağır solunum sıkıntısı ve bunlardan birinin Pseudomonas aeruginosa mikrobunun yaptığı kan zehirlenmesi (sepsis) sonrası kaybını rapor etmişlerdir. Su altında doğum taraftarları koruyucu “dalma refleksi”nden bahsederek sualtında doğan bebeklerin su yüzeyine çıkana kadar nefes alma, yutma gibi davranışları göstermeyeceklerini söylemektedirler. Yapılan hayvan deneyleri ve mekonyum aspirasyonu ( bebeğin kakasının solunum yoluna kaçması) vakaları incelendiğinde; anne karnında sıkıntıya giren bebeklerde söz konusu “dalma refleksi”nin kaybolduğu ve bebeğin ortamdaki sıvıyı akciğerlerine çekebildiğini göstermiştir.
Özet olarak
Doğumun birinci evresinde su içinde olmak bazılarına cazip gelebilir. Su içinde olmak ağrıyı ve ağrı kesici ihtiyacını azaltabilir. Ayrıca toplam travay süresi kısalabilir. Fakat doğumun bu aşamasının su içinde geçirilmesinin bebek açısından olumlu etkileri olduğuna dair bir bulgu yoktur.
Travayın ikinci evresinde su içinde olmanın emniyet ve faydasına ait bir bulgu bulunmamaktadır. Bu yüzden doğumun ikinci evresi su içinde geçirilmemeli ve bu tip bir doğum ancak uygun donanımlı yerlerde hastanın gerekli onayları vermesinden sonra ve klinik araştırma bağlamında yapılmalıdır.
Suda doğum yaptırmayı planlayan sağlık tesisleri adayların seçimi;havuz ve küvetlerin bakımı ve sterilizasyonu,anne ve bebeğin monitörizasyonu ve sıkıntı gelişen anne veya bebeklerin sudan tahliyesi konusunda katı kurallar geliştirmelidirler.
Yazının orjinali için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız.
su altında doğum | |
File Size: | 210 kb |
File Type: |
Op.Dr.Hüseyin ŞENYURT
Tunus Caddesi 50A/7 ANKARA
Tel:(312) 431 71 71
GSM: (542)-216 32 32
Elektronik posta: [email protected]
Tunus Caddesi 50A/7 ANKARA
Tel:(312) 431 71 71
GSM: (542)-216 32 32
Elektronik posta: [email protected]